HIZLI ÇÖZÜM İÇİN, ARABULUCULUK

İnsanların bir arada yaşamasının, hak sahibi olmasının, borç altına girmesinin, ticaret hayatına dâhil olmasının, üretmesinin, tüketmesinin doğal sonucu olarak aralarında uyuşmazlıklar çıkması kaçınılmazdır. Ancak, insanların huzur ve sükûn içinde yaşamasını temin etmek için, kişilerin kendi aralarında ve/veya kurumlarla aralarında meydana gelen bu uyuşmazlıkların bir şekilde sona erdirilmesi gerekmektedir. İşte bu noktada, uyuşmazlık çözüm yöntemleri karşımıza çıkmaktadır. Bu çözüm yöntemlerinden ilk akla geleni de, maalesef halk arasında en çok kullanılan ifadesiyle, karşı tarafı “adliyelerde sürüm sürüm süründürmek.” Bu tabir özellikle kullanılmıştır. Çünkü bu tabir, gerçek durumu çok iyi ifade etmektedir. Hukuki uyuşmazlığı çözmek için adliye kapısını tercih ettiyseniz, senelerce sürebilecek bir maceraya hazırsınız demektir. Rakamlar, bahsi geçen durumu daha net ortaya koyacaktır. Adalet Bakanlığı 2015 istatistiklerine göre mahkemelerde davaların ortalama görülme süreleri şöyle: Asliye Ticaret Mahkemelerinde 451 gün, Asliye Hukuk Mahkemelerinde 282 gün, İş Mahkemelerinde 431 gün, Kadastro Mahkemelerinde 545 gün, Tüketici Mahkemelerinde 239 gün, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinde 453 gün. Adalet Bakanlığı 2015 istatistiklerine göre İcra Dairelerinde de durum pek farklı değil maalesef. Takip türlerine göre ortalama görülme süreleri şöyle: İlamlı takip 313 gün, ilamsız takip 815 gün, iflas 2220 gün, ortaklığın giderilmesi 829 gün. Üstelik, bu süreler sonunda taraflardan en az birini memnun edecek bir sonuç çıkacağı da kesin değildir. Çünkü adli merciler, önlerine gelen dosyada sınırlı bir çerçevede değerlendirme yapabilmekte ve yine sınırlı bir çerçeve içinde işlem yapabilmektedir. Yani, olayın ve talebin özelliklerine göre değişmekle birlikte, taraflardan en az birinin bile tam olarak istediği sonuca ulaşması mümkün olamayabilmektedir. Adli makamlara intikal etmiş uyuşmazlıklarda, tarafların anlaşması haricînde, iki tarafın aynı anda memnun olması ise imkânsızdır. Tüm bunlar açıkça göstermektedir ki, alternatif çözüm yöntemleri meydana getirmek ve yaygınlaşması için çaba sarf etmek gerekmektedir. İşte bu alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden birisi de arabuluculuktur. 22 Haziran 2012 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile hayatımıza girmiştir. Arabuluculuk yoluyla elde edilen sonuçlar hakkında daha net fikir sahibi olunabilmesi için, istatistikleri paylaşmak faydalı olacaktır. Arabuluculuk Daire Başkanlığı internet sitesinde yayınlanan son istatistiklere göre: Parasal değerleri toplamı 830.847.729,62-TL olan toplam 21.517 uyuşmazlıktan 19.292 tanesinde anlaşma sağlanmıştır. Bu 19.292 uyuşmazlığın %55’ i 1 günden daha az bir sürede, %33’ ü 1 günde, %4’ ü 1 gün-1 hafta arasında, %8’ i de 1 haftadan uzun sürede anlaşma ile sona ermiştir. Peki, bizler arabuluculuk hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? Herhangi bir hukuki uyuşmazlık durumunda böyle bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi ile uyuşmazlığımızı sona erdirme imkânımız olduğundan haberdar mıyız? Bu yolla hukuki uyuşmazlığın sona erdirilmesi ile ilgili olarak süreç ve sonuç hakkında fikrimiz var mı? Kanunun yayınlanma tarihinin üzerinden bir hayli zaman geçmiş olmasına rağmen, hâlen yeterince bilgi sahibi olunmadığı ve konu hakkında bilgi edinme ihtiyacının olduğu açık. Toplumun büyük çoğunluğunun arabuluculuk hakkında bilgi veya fikir sahibi olmaması nedeniyle adliyelerdeki dosya sayısı her geçen gün artmaktadır. Emek, zaman ve masraf yönünden yargı yolu ile kıyaslanmayacak kadar avantajlı olan arabuluculuğun, toplumda yaygın hâle gelmesi için herkesin bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bu sayede görülecektir ki, insanlar kendi ürettikleri çözüm ile, hızlı bir şekilde, gizliliği sağlayarak, tamamen iradeleri doğrultusunda hareket ederek, en ekonomik ve barışçıl yoldan çözüme ulaşmayı tercih edecektir.

Herkesin hakkına en hızlı şekilde kavuşması dileğiyle…

01.01.2018

Avukat – Arabulucu Ahmet Faik OKTAY

HIZLI ÇÖZÜM İÇİN, ARABULUCULUK